Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.

İstanbul MEM’den Öğretmenlere Akademi Fırsatı

İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğünden öğretmenler için güzel bir proje daha.

İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nünİstanbul Üniversitesi işbirliği ile açılacak bu eğitim akademilerine isteyen öğretmen katılacak. Dersler hafta sonları uzmanlar tarafından verilecek. Örneğin müzik akademisinde sembolik de olsa Alaattin Yavaşça, İdil Biret gibi duayenlerin ders vermesi isteniyor.

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk YELKENCİ şu açıklamalarda bulundu;

BU YIL EĞİTİMLERE BAŞLIYORUZ
Öğretmen Akademisi, Bakanlığımızın gündeminde var. Elbette akademi kurulması için yasal zeminin oluşması lazım. Fakültelerin dönüşümü için de uzun bir sürece ihtiyaç var. Ama burada pratikte ne yapabiliriz, diye düşündük. Önce müfredatla ilgili düzenlemeler yapılmalı. Asıl sorunumuz yöntem, öğrenciye ulaşabilmek. Çocukların zihnine ve kalbine dokunabilmeliyiz. Öyle bir şey yapmalıyız ki hem öğretmen yetiştirmeyle hem de müfredatla ilgili hapsedilen sınırlardan çıkarak doğru işler yapabilelim. Bunun için de bilim, lisan, müzik ve edebiyat akademisi açıyoruz. Önümüzdeki yıllarda bunların sayısı artacak.

DUAYEN İSİMLER DERS VERECEK
İstanbul Üniversitesi ile protokol yaptık. Hafta sonları Milli Eğitim Müdürlüğü’müzün Sultanahmet’teki binasının alt katında eğitimler sürecek. İstanbul Üniversitesi’nin mekânlarında ve il içinde özel yerlerde de eğitimler yapılabilir.

Çoğunlukla İstanbul Üniversitesi ile beraber, işin uzmanlarından eğitim alacağız. Eğitim ihtiyacı hisseden öğretmenlere kapımız açık. Gönüllü olduğu için daha çok öğretmenin başvuracağını düşünüyoruz. Zorunlu değil. Bu ilk adım. İlk yıl her akademiye 40’ar, 50’şer öğretmen almayı planlıyoruz. Benim dertli olduğum bir konuTürkiye’de müzik pedagojisi yok ve bu eğitimi de yanlış yapıyoruz. Müzik eğitimine başlanması gereken yaşlarda bunu vermiyoruz maalesef. Müzik ağırlıklı bir ilkokul, ortaokul ve müzik lisesi olsun istiyoruz. Çünkü piyano, kanun, keman virtüözü o yaşlarda başlayınca olunuyor. 15-20 yaştan sonra olmuyor.

ALT ENSTİTÜLER OLACAK
Bilim akademisinde alt enstitülerimiz olacak. Örneğin sosyal bilimler enstitüsü. Öğretmenler kongre, sempozyum, çalıştayın nasıl yapılacağını öğrenecek. Bunları öğrenen öğretmenlerimiz, okulunda uygulayacak. Öğrenciye yöntemi vermenin en güzel yolu onu o yöntemin içine sokmaktır.

EN BÜYÜK AÇIK BİZDE
Geçen yıl itibariyle İstanbul’da 2 milyon 671 bin öğrencimiz, 5 bin 731 okulda eğitim gördü. Her yıl bu kentte yaklaşık 200 bin çocuk ilkokula başlıyor. İstanbul, Türkiye’nin bir prototipi. Yani nasıl Türkiye’nin doğusuyla, merkeziyle, başkentiyle, batısı arasında fark varsa İstanbul için de öyle.

İHTİYAÇLAR İLÇELRE GÖRE DEĞİŞİYOR
Beşiktaş, Üsküdar, Kadıköy, Bakırköy, Şişli gibi ilçelerimizde her şey olağan gidiyor ama buralarda nüfus azalmasından bahsedebiliriz. Fakat Sultanbeyli, Sultangazi gibi ilçelerde durum biraz daha değişik, burada da imkânsızlıklardan söz edebiliriz. Yani eğitim ihtiyaçları değişiyor aslında. Silivri, Büyükçekmece, Tuzla gibi şehrin sınırında olan ilçelerde de aslında her şey yerli yerine oturmuş, gayet düzgün bir şekilde işliyor. Bir de Bağcılar, Küçükçekmece gibi ilçeler var. En kalabalık ilçe Küçükçekmece, onu Bağcılar izliyor. İkili öğretimin olmadığı Kadıköy, Bakırköy, Beşiktaş gibi ilçeler de var. Öğrenci nüfusu artmıyor. Komşu ilçelerden öğrenci alıyorlar. Yaklaşık 57 bin derslik var İstanbul’da. Maliye Bakanlığı bize devredilen okullarla ilgili değerlendirmeler yapıyor. İlk etapta 40 okulun tescili yapıldı, yani Milli Eğitim Bakanlığı’na tahsis edildi.
El konulan okullardaki öğrenci sayısı 18 bin civarında. Bunların bir kısmı özel okullara, bir kısmı da devlete gidecek. Bize buradan 1.040 derslik kapasite geldi.

BİNA VE İNSAN KAYNAĞI EN ÖNEMLİ SORUNUMUZ
Altyapı sorunlarından biri bina, biri de insan kaynağıyla ilgili. Öğretmen olmadan eğitim yapamazsınız. Herkes en büyük öğretmen açığının Doğu ya da Güneydoğu’da olduğunu sanıyor. Oysa en büyük öğretmen açığı İstanbul’da. Bir altyapı sorunumuz da bu ve Bakanlığımızın da takip ettiği bir husus.

ÇOCUKLARINIZI YETENEĞİNE GÖRE YÖNLENDİRİN
Veliler, çocuklarının ilgi ve yeteneklerini gözlemleyip, ona göre yönlendirsin, takip etsin. Türkiye’de maalesef yükseköğretime geçiş sistemi bu şekilde olduğu için hâlâ şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, sınav merkezli bir eğitim sistemimiz var. Bu da kaygıyı, stresi ve öğrencilerimiz üzerindeki baskıyı sürekli artıran bir durum. Veli de etkilenince çocuğun üzerinde stres, kaygı oluşuyor. Faydalı, yeterli kaygı olmalı fakat çocuğu patolojik bir kaygı düzeyine çıkartmamalı. Ama şunu da özellikle belirtmek isterim ki, velinin okula katkısı maalesef bütün dünyada, Batı ülkelerinde de problem.
Anne-babalar okulla mümkün olduğu kadar irtibatta olmalı. Hem okula yardımcı olmuş olur hem de çocuk ailesi takip ettiği için daha dikkatli davranır. Sorun olduğunda veliler önce öğretmenle, sonra müdür, daha sonra ilçe milli eğitim müdürü ile ve sorunu çözülmezse bizimle görüşmeli. Kapılarımız velilere her zaman açık. Çocuğunuza çok fazla müdahale etmeyin, kendi eğitim planı noktasında ne istiyorsa onu yapsın.
Velilerimiz çocuklarımızın ilgi, yeteneklerini kendileri tespit edemeyebilirler. Rehber öğretmenlerden, eğitimcilerden yardım alsınlar. İlgi ve yetenekleri ne yöndeyse ona göre yönlendirsinler. Eğitimin niteliğini arttırmada anne-babanın bu tavrı çok önemli. Kısaca çocuklarımızı inşa etmeye kalkmayalım, onların kendilerini inşa etmelerine yardımcı olalım.

Hürriyet

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

HABER VE İHBARLARINIZI BİZE GÖNDERİN
Her türlü görüş, bilgi veya haber paylaşımınız için WhatsApp’tan yazabilirsiniz.
Not: Kişisel bilgileriniz (telefon, isim vb.) gizli tutulur. Lütfen aramayınız — sadece mesaj atınız.
WhatsApp: 0531 674 25 06
Başa dön tuşu